5 Kasım 2012 Pazartesi

OLUMSUZLUKLARI VE STRESİNİZİ ÇOCUĞUNUZA YANSITMAYIN

    Hayat her zaman toz pembe olmuyor maalesef. İşyerindeki sıkıntılar, karı-koca tartışmaları, maddi sıkıntılar, hastalıklar...Kısacası mücadele hiç bitmiyor...

    Neyse ki biz de mücadele edecek, direnecek güç var. Peki ya çocuklarımızda..?

    Çocuklarda problem çözme, problemi algılama ve derecelendirme yetisi henüz gelişmemiştir. Ancak bir o kadar da hassas, kırılgan ve tedirgindirler.

    Evdeki sorunları farkına vardığı andan itibaren, siz farketmeseniz de onlar küçücük beyinleriyle sonra olacakları kestirmeye çalışacak ancak sonunu çok kötü senaryolara bağlayacaklardır. Ellerinden bir şey gelmediği için suçluluk duygusuna kapılacak, sizin gerginliğinizi üstüne alınacaktır.

    Aile birliğinin bozulmasından, sizin onu sevmemenizden, maddi problemler söz konusuysa sokakta kalmaktan... Kısacası akıllarına gelen her türlü ihtimalden korkmaya başlarlar. Kabuslar görür, uyuyamaz, elleri terler...
 
    Bunlar çocukta; anksiyete, kekemelik, özgüven eksikliği, okulda başarısızlık, içe kapanıklık, arkadaşları arasında aşağılık kompleksi gibi sonuçlara yol açabilir.

    Unutmayın hayyattaki sorunlarla başa çıkmak bizim için bile zor. Bu sorunları küçük bir çocuğun omuzlarına yüklemeyin. Onun yanında sıkıntılardan bahsetmeyin, birbirinizle tartışmayın. Çocuğunuzun huzur ve güven ortamını bozmayın, çünkü bu onun ruh sağlığı için hayati önem taşır.
Anlamaz diye düşünmeyin...Çocuklar birçok şeyi anlamasalar bile hisseder, siz farketmeseniz bile kaygılanırlar..!

Bebeğinizin bile stresinizi hissettiğini ve onun da strese girdiğini biliyor muydunuz?
Eşinizle bir dakika önce kavga etmiş dahi olsanız; bebeğinizin yanına girdiğinizde, sevecen ve yumuşak bir ses tonu kullanmaya, nazik ve şefkatli davranmaya dikkat edin..! Yavrunuzu, nedenini bile anlayamadığı bir stresin altına sokmayın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder