11 Kasım 2012 Pazar

İŞTE BİZ KADINLARIN EN BÜYÜK HATASI

ÇÖZÜM ÜRETMEK YERİNE DERT ÇEKMEK!

    Şu lafı duymuşsunuzdur: "Bizim kadınlarımız çilekeştir..."!

    Peki bu iyi bir özellik midir? Bence tartışılır...

    Eğer çilekeşten kasıt; başına gelen kötü durumlara, sonuna kadar mücadele ederek, değiştirmeye çalışarak katlanmaksa tamam diyecek lafım yok.

    Ama... 'Başına ne gelirse, kaderine isyan eder ve oturur çeker' demekse burada sözü edilen çilekeşlik -ki bence anlatılmak istenen şey kesinlikle bu- bu bir marifet değil. Bizim kadınımız çilekeştir; çünkü mücadele ruhumuz yok. "Benim kaderim de buymuş n'apalaım!", "Başa gelen çekilir!", "Aman dert bir bende mi var?" gibi cümleler sloganımız gibi olmuş adeta.
 
    Komşu kadınlar bir araya geldiğinde dert yarıştırırlar genellikle. Küçüklüğümden beri kadın muhabbetleri hep ilgimi çekmiştir. Lafa girmeden, hatta içim sıkılarak ve manasız bularak dinlemişimdir çoğunu(Kim derdi ki birgün kadınlarla ilgili bir blog açacağım... ama esas bu sayede açtım sanırım bu blogu, kendimize objektif bir gözle bakabildiğim için.). Çünkü bu muhabbetler hep bir kısır döngü içindedir; çözüm üretmek adına bir konuşma yapılmaz, "Benim de başımda bu dert var", "Aman seninki de bi'şey mi!", "Tüh, vah, yazık"larla son bulur konuşma.

    Peki neden böyledir..? Aciz olduğumuz için mi? Zeka seviyemiz mi düşük? Beceriksiz miyiz?

    Kesinlikle HAYIR!


    Sadece mücadeleci değiliz ve kendi hayatımızın kontrolünü başkalarına bırakıyoruz. Hatta başkalarına da değil, hayatın akışına bırakıyoruz iplerimizi, akıntı kime sürüklerse o eliyor eline. Bugün babamız, annemiz, yarın kocamız, hatta görümcemiz, öbür gün patronumuz, arkadaşımız...
    Tabi ki burada sözünü ettiğim; ortada bir problem yokken, laf olsun diye diklenmek ya da bencillik yapmak değil. Ama bugünümüzü ve geleceğimizi tehdit eden bir durum varsa; "DUR!" demeyi bilip kendimizi korumamız gerek.

  • Üniversite sınavından çok yüksek puan alarak, ilerde çok daha başarılı olacağı mesleği seçecekken, sırf babası başka bir tercih yapmasını söyledi diye başka bir bölüm okuyarak, mezun olduktan sonra bilmemkaç yıl yıl işsiz kalan genç kız...
  • Kocası çalışmıyor, evine bakmıyor diye bütün gün ona buna dert yanıp sızlanmak yerine, bir iş bularak çocuğunu geçindirmeyen kadın...
  • İşyerinde herkesten çok çalışmasına rağmen, hakettiğinden az değer gören ve kullanılan, ama yeni bir iş aramayan hakkını savunmaya kadın...
  • Kayınvalidesiyle yaşadığı problemleri, kocası ve konukomşu dahil herkese anlatan, boş çekişmelere giren, fakat karşılıklı oturup mantıklı bir konuşma yaparak çözüm üretmeye çalışmayan, bu durumu hafifletmeye çalışmayan kadın...
  • Herkese çocuğunun yaramazlığından ve sorumsuzluğundan dert yanıp, bu durumu nasıl çözebileceğini araştırmayan, çocuğuna yoğunlaşıp bu durumu düzeltmeye çalışmayan kadın...
  • Erkek arkadaşı kıskanç diye üniversiteye devam etmeyip evde oturan ve okusaydı ne kadar başarılı olurdu diye düşünerek hayıflanan genç kız..

    Maalesef bu liste daha uzar gider. Biz de bu akıl oldukça... Biz hayatımızın kontrolünü elimize almadıkça; daha çok, evde oturup çevremizdekilere dert yanarak kendimize acımaya devam ederiz.
    Unutmayın birşeyleri değiştirmek için önce kendiniz değişmelisiniz.

    Eğer çevrenizde bir önder yoksa, akıntıya kapılıp sürüklenmek yerine, kalkın ve onlara siz önderlik edin..!



Tüm Sorularınız ve Önerileriniz için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder