11 Ekim 2013 Cuma

Aile dizilerinin sevilmesinin 10 nedeni!


Yaşamımıza uzun yıllar önce yabancı versiyonları ile girdi aile dizileri... Ev Dolusu, Cosby Ailesi, Küçük Ev, Charles İş Başında gibi diziler vardı bir dönem.. Türk ekranları Kaynanalar, Kuruntu Ailesi gibi yapımlar sayesinde tanıştı aile dizileriyle... Sonraları Perihan Abla, Şehnaz Tango, Bizimkiler, Süper Baba, Şehnaz Tango ve İkinci Bahar ile ile zirvesi yaşandı ekranlarda!

Canım Ailem, Yabancı Damat, Çocuklar Duymasın, Geniş Aile, En Son Babalar Duyar, Benim Annem Bir Melek, Zengin Kız Fakir Oğlan ve Seksenler gibi dizilerle süren furya, şimdilerde Aramızda Kalsın isimli yapımla yeniden yükselişe geçti. Uğur Yücel, Binnur Kaya, Caner Cindoruk, Gökçe Bahadır gibi usta isimlerin rol aldığı dizi, dün akşam itibarıyle Twitter'da en çok konuşulan etiketlerdendi, hem de dünya TT listesine girmişti. Üstelik Kurtlar Vadisi gibi çok izlenen bir dizi karşısında yayınlanarak.


Peki nedir bu aile dizilerinin sırrı? Yıllardır neden bu kadar çok izleniyorlar, işte nedenleri:

1-Onlar herkes gibidir: Ekranlarda bolca örnekleri olan dizilerdeki gibi şaşaalı bir hayat sürmezler aile dizilerinin kahramanları... Evin içinde mini etek, son moda ayakkabılar, full makyaj ile dolaşmazlar. Onların herkes gibi pofuduk terlikleri, pijamaları vardır evin içinde... Evleri de öyle şaşaalı, ahım şahım birşey değildir zaten. Onlara yeter, ama sevimlidir. Bir mahallenin, bir apartmanın sakinleridir. Hepsi çevremizdedir, kızdığımız apartman yöneticisi, işe geç gelince sinirlenen patron, dert dinleyen kuaför... Belki tanıdığımız birilerini bile hatırlarız. 


2-Holdingleri, moda çekimleri yoktur: Aile dizilerindekiler sabahları son moda otomobilleriyle holdinglerine gitmezler. Öyle telefonları durmayan CEO'lar veya moda çekimine yetişen modeller filan değillerdir. Sıradan işleri vardır. Dev şirketlerindeki yönetim kurulu toplantılarına değil kasap dükkanına, kebapçıya, taksi durağına giderler. Ev kadınıysalar okula gönderilecek çocukları vardır, erkenden kalkar onları uğurlarlar, komşularıyla sohbete dalarlar. Geçim gailesine düşmüşseler gündeliğe giderler, tezgahtar, santral memuru, öğretmendirler. Hamama giderler, güne giderler, kahveye giderler, pazara giderler...


                              

3-Sohbetleri sıradandır: Aile dizilerinin kahramanları çocuklarının sorunlarıyla, günlük işlerle, birbirleriyle olan ilişkileriyle meşguldür. Borsayı, otomobilleri, yeni sezon modasını değil, imambayıldı tarifini, Fenerbahçe-Galatasaray maçını, aşklarını, sevgilerini, mahallelerindeki yaşamı konuşurlar. Herşey olması gerektiği gibi değil olduğu gibidir.




                           


4-Entrika yoktur: Konaklarda kimin eli kimin cebinde, binbir türlü entrikayla çevrili bir hayat aile dizilerinin kahramanlarına göre değildir. Olsa olsa birbirlerinden ara sıra birşeyler saklarlar, o da bu dizilerin eğlencesidir. Bu sakladıkları da daha çok sevdaları olur. Dürüsttürler ya da yalancıdırlar, komiktirler veya öfkelidirler. Ama herkes gibidirler, evet herkesten ne eksik ne de fazla...




                           



5-Aşkları, sevdaları içtendir: Aile dizilerinin kahramanları sevdi mi tam severler. Ama bir türlü itiraf edemezler, çünkü küçük mahallelerde zordur sevdiğini öyle pat diye söyleyebilmek. Sevdiğinin saçına taktığı tarağı saklamak, onun evinin önüne arabayla yanaşıp bir kere pencereye çıkmasını beklemek, plakçı dükkanının önünde saatlerce yoldan geçsin diye bekleyip ''yoluna yol olmak'', fotoğrafına bakıp içlenmek, başkasını severse kahretmektir onların yaşadıkları... Sevdi mi tam severler, silince bir kalemde o şarkıdaki gibi... 




                              



6-Geçim gailesindedirler: Aile dizilerinin kahramanları bir ihalede milyonlara sahip olamadıkları için para onlar için büyük sorundur. Faturalar, çocukların okul masrafları, dükkanların borçları, kredi kartları ekstreleri, gelmesi beklenen hacizler...  En varlıklıları bile orta sınıftandır. Hadi bilemediniz orta sınıfın biraz üstü. Ama hiçbir zaman milyarları saçmazlar. Dolmuşa, otobüse binerler.




                             


7-Sıradan öyküleri vardır: Zaten dizinin konusu da öyle çok şaşırtıcı değildir. Bir veya birkaç ailenin çevresinde veya bir mahallede, semtte gelişir. Dizinin akışı içinde de öyle sarsıcı intikam hikayeleri, şok edici gelişmeler yoktur. Bu öykülerde mafya da yoktur, kan davası peşindeki aşiretler, ağalar da, birbirinin kuyusunu kazan zenginler de... Her üç evden birinin yaşadığı, belki bir tanıdığınızın, belki akrabalarınızın yaşayabileceği türden gelişmeler yaşarlar.



                              


8-Ağır temposu yoktur: Entrikanın bol olduğu dizilerdeki gibi uzun uzun bakışmalar, diyaloglar, ağır bir tempo yoktur. Belki yanlış anlamalar, belki yanlış anlaşmalar tuzu biberidir onların ilişkilerinin. Bazen yanlışlıklar komedyasıdır, öyle akıp gider, ama bir noktada yine herşey yoluna girer.





                            


9-Sıcak bir hava hakimdir: Sıradan ailelerin öyküleri işlendiği için sıcak bir hava hakimdir. O giyimleri sıradan, konuşmaları günlük, hatta geldikleri yörenin şivesiyledir. Aralarındaki ilişkilerin saflığı, hep yaşandığı ve yaşanabilirliği onları ''star havasında'' değil ailemizden birileri gibi görmemizi sağlar. Sıcak bir hava vardır her bölümde, bir de duygusallık, hem güldürür, hem de ağlatır insanı...




                            



10-Zaten sonu da şaşırtıcı değildir:  Kendi halindeki insanların her gün görülebilecek öyküleridir onlar... Aşklar, sevdalar, anlaşmalar, anlaşamamalar, itiraflar, düğünler, dernekler, ayrılıklar, kavuşmalar derken bu dizilerin sonu da öyle çok şaşırtıcı bitmez. Herkesin herkesi öldürdüğü, intiharların, cinayetlerin, kavgaların olmadığı dünyalarında şok edici finalleri de yoktur. Zaten mutlu biter hep aile dizileri, onun için mutlu eder.....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder