11 Ekim 2012 Perşembe

Manyetik terapi

Manyetik terapi 



 Manyetik terapi,manyetik alan gücünün organizmamıza iyileştirici etkisidir. Organizmadaki hücre ve dokuların biyomanyetik zarla çevrili olduğu saptanmıştır. Bu zar organizmamızı çevremizde bulunan manyetik alanların zararlı etkilerinden korur. Dünyanın manyetik alanı gücünü kaybetmektedir. Bu süreç, uygarlığımızın olumsuz etkileri ve kentleşmenin büyümesiyle daha da artar ve güçlenir. Bizler beton blokları arasında yaşamaya çalışırız. Sağlığımız için zararlı elektromanyetik faktörler ve dışavurumlar (televizyon, bilgisayar ve monitörler) organizmamıza olumsuz etki eder. Azalan manyetik alan gücü insan organizmasının normal işleyişini sekteye uğratır. Bunun bir çok olumsuz etkisi olabilir. Zayıf organizmanın çeşitli hastalıklara karşı direnci azalır. Bu da insan organizmasının daha çabuk hastalandığını ve kronik hastalıkların oluşumuna eğilimli olduğunu gösterir. Düzgün bir şekilde çalışmayan organizma, hızla yıpranır ve yaşlanır. Mıknatısların tedavi etkisi, bozulan manyetik alanların onarılması ve bunu tedavi süresince korunmasına dayalıdır. Manyetik alan, kan dolaşımına da olumlu etki eder. Manyetik alan tedavisi sayesinde, bedenimiz için hayati önemi olan maddelerin (vitaminler, mineraller, mikroelementler, proteinler) sindirimi ve zararlı maddelerin organizmadan atılması proseslerini hızlandırır.

   
Ayrıca Manyetik rezonans terapisi ilede modern ortopedide tekniğin geniş bir uygulama yelpazesi olduğunu düşünüyorlar. Yöntemin, ortopedinin ve kaza cerrahisinin tedavilerine ek olarak, tamamlayıcı bir terapatik teknik şeklinde uygulanması amaçlanmıştır. Terapi, eklem hastalıklarının ve özellikle kemik iltihaplarının, lif burkulmalarının, tendon rahatsızlıklarının ve spor yaralanmalarının tedavisinde etkilidir. Bunların dışında manyetik rezonans terapisi kemik erimesinin önlenmesinde ve tedavisinde ve kemiklerdeki metobalizma bozukluklarının giderilmesinde de olumlu etkiler göstermektedir.Tedavi, sağlık uzmanları tarafından genellikle tamamlayıcı bir tedavi yöntemi olarak hareket sistemindeki acı veren dejenerasyonların ve patolojik modifikasyonların tedavisinde uygulanmaktadır. Manyetik rezonans terapisi uluslararası kliniklerde ve rehabilitasyon merkezlerinde kullanılmaktadır. Manyetik terapiyi açıklamak için kullanılan mevcut iki teori vardır. Teorilerden bir tanesi mıknatısların çok hafif bir elektrik akımı ürettiğini iddia etmektedir. Mıknatıslar vücudun ağrıyan bölgesine tatbik edildiğinde, bu bölgedeki sinirler uyarılır, böylelikle vücudun doğal ağrı kesicileri açığa çıkmış olur. Diğer teori ise mıknatıslar vücudun ağrıyan bölgesine tatbik edildiğinde, o bölgedeki tüm hücrelerin kan dolaşımını, iyon alışverişi ve bölgeye oksijen akışını artırmak üzere tepkimeye girdiğini öne sürmektedir. Manyetik alanlar kan dolaşımındaki yüklü parçacıkları, kan akışını artırarak ve ısı meydana getirme yoluyla kendine çeker ya da iter. Dokularda ve kan akışında artan oksijenin iyileşme hızında hatırı sayılır bir değişime neden olduğu düşünülmektedir. Manyetik terapinin tarihi, kadim Mısır’a dek götürülebilir. Mıknatısların çok uzun zamandır kas ağrısı ve sertliğini iyileştirme gücü bulunduğuna inanılmaktadır. Çinli şifacıların daha MÖ 200’lü yıllarda qi ya da enerjinin akışındaki sağlıksız dengesizlikleri düzeltmek üzere mıknatıs taşları kullandıkları söylenir. Sarı İmparator’un Dahili Tıp Kitabı (The Yellow Emperor’s Canon of Internal Medicine) olarak bilinen Çin tıp metni bu işlemden bahsetmektedir. Vedalar ya da Hindu kutsal kitapları da mıknatıs taşlarıyla hastalıkların iyileştirildiğinden söz eder. “Mıknatıs taşı” ya da yön taşları kelimesi, bu taşların mıknatıs olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. “Mıknatıs” kelimesi muhtemelen Grekçe Magnes lithos ya da Yunanistan’da manyetik taşlar bakımından zengin bir bölge olan “Magnesia’dan gelen taş” teriminden türemiştir. Grekçe bu kalıp daha sonraları Latince’de magneta halini almıştır. Sör William Gilbert’in 1600’lü yıllardaki bilimsel incelemesi, De Magnete, manyetizmanın doğasını ve bunun statik elektriğin çekim kuvvetinden nasıl ayrıldığını açıklama yönündeki ilk bilimsel girişim özelliği taşır. İddiaya göre Gilbert mıknatısları Kraliçe I. Elizabeth’in eklem ağrılarını hafifletmek için kullanmıştır. Manyetik terapiye çağdaş Amerikan ilgisi ise 1990’larda, birkaç profesyonel golfçu ve futbolcunun, bu araçların rahatsız edici ağrı ve yaralanmalarını tedavi ettiğine dair edindikleri deneyimler ile başlamıştır. Yüzyıllar önce, dünya bugün olduğundan çok daha güçlü manyetik bir alan tarafından çevrelenmişti. Geçen 155 yılda, bilim adamları manyetik alanın azalışını ve bunun insan sağlığı üzerindeki etkilerini incelemektedir. Doktorlar, ilk kozmonot ve astronotların dünyanın manyetik alanının dışında, uzayda uzun bir süre kaldıklarında kemik kalsiyumunda kayıplar ve kas krampları yaşadıklarını fark etmişlerdi. Bu keşiften sonra, uzay kapsülleri içine yapay manyetik alanlar yerleştirilmiştir. Manyetik terapinin sağladığı iddia edilen faydalardan bazıları şöyledir: • Ağrıyı hafifletmek • Şişkinliği azaltmak • Doku alkalinizasyonunu iyileştirmek • Daha huzurlu bir uyku • Doku oksijenlenmesini artırmak • Stresi azaltmak • Hücresel oksijen düzeylerini artırmak • Kan dolaşımını iyileştirmek • Anti-infektif aktivite Manyetik terapi ağrıyı giderme konusunda alternatif bir yöntem olarak gün geçtikçe daha geniş bir kabul görmektedir. 1950’li yılların sonundan bu yana manyetik terapinin etkisini kanıtlayan yüzlerce çalışma ortaya konmuştur. 1997’de Teksas eyaletinin Houston şehrinde yer alan Baylor Tıp Fakültesi’nde bir grup doktor, hayatlarının erken döneminde çocuk felci geçiren 50 hastada manyetik terapi uygulamasını incelediler. Bu hastalarda, standart tedavilerin üstesinden gelmekte başarısız olduğu kas ve eklem ağrıları mevcuttu. Bu çalışmada, hastaların 29’unun sorunlu noktalarına mıknatıs bantlanırken, geri kalan 21’ine ise içinde mıknatıs olmayan cihazlar takıldı. Ne araştırmacılara ne de hastalara hangi tedaviyi (manyetik ya da manyetik olmayan) aldıkları söylenmemişti. Tıpkı plasebo içeren pek çok çalışmada olduğu gibi, hastalardan bazıları manyetik olmayan tedaviye de cevap vermiştir ancak manyetik terapi uygulayan yüzde 75’i kendilerini çok daha iyi hissettiklerini belirtmişlerdir. New York, Valhalla’daki New York Tıp Fakültesi’nde yapılan bir başka çalışmada, bir nörolog ortadan şiddetliye doğru yanma, sızlama veya ayaklarda uyuşma şikâyeti olan, kadın ve erkeklerden oluşmuş 19 kişilik bir grup üzerinde manyetik terapiyi test etmişti. Sorunlarına diyabet ya da alkolizm gibi diğer durumlar neden olmaktaydı. Bu hasta grubu, iki aylık süre boyunca, banyo yaptıkları zaman dışında günde 24 saat çorap ya da ayakkabılarından birinin içine manyetik bir astar giymişlerdi. Diğer çorap ya da ayakkabıları içine ise manyetik olmayan bir parça takmışlardı. Daha sonra iki ay boyunca manyetik astarı her iki ayaklarına da giydiler. Çalışma sonunda, diyabet hastalarının 9/10’u bir rahatlama yaşadıklarını rapor ederken, diyabet olmayanlardan yalnızca üç tanesi rahatlama rapor etmiştir. Çalışmayı yürüten nörolog, bu çalışmanın diyabet hastaları için yapılacak manyetik terapi konusunda daha fazla çalışmanın kapısını açtığına inanmaktadır. Yakın gelecekte daha kapsamlı bir takip çalışması yapmayı planlamaktadır. 2000 yılında Virginia Üniversitesi’nde federal hükümet tarafından desteklenen bir çalışma başlamıştır. Bu çalışma manyetik yatak pedlerinin, kas ağrı ve sertliklerini ve fibromiyaljiye bağlı bitkinliği hafifletmede etkinliğini değerlendirmiştir. Manyetik terapi aynı zamanda depresyon ve bipolar bozukluğu olan hastaların tedavisi için de incelenmiştir. Tekrarlanan Transkarniyal Manyetik Uyarım adı verilen bir işlem bu hastalığın tedavisinde umut verici etkiler göstermiştir. Çalışmalardan birinde, depresyonu olan hastaların elektrokonvülsif tedavi görenlere göre daha düşük nüksetme oranlarına sahip olduğu görülmüştür. Elektrokonvülsif terapiden farklı olarak, manyetik terapi kullanan hastalar inme, hafıza kaybı ya da yargı bozukluğu gibi durumlardan mustarip olmamaktadır. Mıknatıslar ve beyin üzerine yapılan incelemelerdeki gelişmeler devam etmektedir. 2002’de Güney Carolina Üniversitesi’nde depresyon tedavisi için transkarniyal manyetik uyarım (TMS) alan iki binden fazla hastada umut verici başlangıç sonuçları alınmıştır. TMS, beyne elektrokonvülsif terapiye göre daha az şok vermektedir. Bir başka çalışma ise temel titreme tedavisinde mıknatısların kullanılmasını test etmiştir. Tekrarlanan TMS kullanarak, araştırmacılar titremenin düzeltilebildiğini ve hiçbir ters etkinin olmadığını fark etmişlerdir. Manyetik terapinin bu uygulamaları halen incelenmektedir ve henüz Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi tarafından henüz onaylanmamış da olsa, umut verici görünmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder