20 Ekim 2012 Cumartesi

DÜŞENE TEKME ATMADI... HABER OLDU..!

   Birkaç aydır magazin gündeminde Özlem Yıldız'ın, eşinin, iş anlamında zor günler geçirmesi ve böyle bir durumda onun yanında olması konuşuluyor. Habercilikte bir laf vardır; "köpek adamı ısırırsa haber olmaz, adam köpeği ısırırsa haber olur" diye... Şimdi Özlem Yıldız'ın, maddi problemler yaşayan eşinin yanında durması, destek olması, "adamın köpeği ısırması" kadar şaşılacak bir olay oldu yani öyle mi?
   Maalesef öyle...! Eskiden Allah ne verdiyse ailecek kanaat etmek, birlikte daha iyisi için çabalamak, şimdilerde yerini "bitmek tükenmek bilmeyen isteklerine cevap veremeyen kocayı" boşamak oldu. Artık bazı kadınlar hayat arkadaşı değil, bariz bir şekilde hayat sigortası aramaya başladı. Bu uğurda çocuklarının mutluluğunu bile gözünü kırpmadan feda edebiliyorlar...! Merak ediyorum hangi hayat standardı, çocuğunun mutlu bir aile ortamında büyümesinin bedeli olabilir?
    Ben burada medyanın da büyük payı olduğunu düşünüyorum. Dizi ve magazinlerde gösterilen abartılı hayatlar, sabah evlendirme programlarında yüzsüzce sorgulanan ve istenen mal varlıkları, feminizm derken ucunu kaçırıp kadına neredeyse sudan sebeplere yuva yık mesajı veren, muhtemelen hiç evlenmemiş, yürütememiş ya da çocuk sahibi olmamış 40 yaş üstü bakımlı ama yalnız, huysuz ve bencil kendilerini mutlu olduklarına inandırmış sözde uzmanlar(boşanma avukatları yada psikologlardan çıkar genelde).
    Geçenlerde bir tv kanalında, aile danışmanlığı yapan bir psikolog; "taraflar mutlu değilse zorlamaya gerek olmadığını" ileri sürüyordu. İyi de sözünü ettiğimiz konu hakkında irdeleyecek olursak, taraflar neden mutlu değil? Batan ya da batmak üzere olan eşten ayrılan bir kadın nasıl bir savunma yaparsa yapsın, ben onun neden mutlu olmadığına her türlü iddiaya girerim: Değişen hayat standardı yüzünden. O zaman bu kadın kocasından değil, onun maddi durumundan mutlu değil. Ve tam bu noktada ona bir tekmede kendisi vurmuş oluyor..! Karısını hastalandı diye terkeden bir adam hakkında ne düşünürsek, bunu yapan bir kadın içinde aynı şeyi düşünmeliyiz bence. Burada yapılması gereken onu terketmek değil, elinden ne geliyorsa gayret edip ona destek olmaktır diye düşünüyorum. Evvet zor  ama insanlığın gerektirdiği bir duruştur bu...
    Bir de şöyle bir durum var ki bunu hiç anlamış değilim;
    Kadın yıllarca evde oturur, çalışmamak için hiç bir sebebi yokken çalışmaz, eşinin kazandığından sürekli şikayetçidir ve maddi durumlarının üstünde istekleri vardır. Ve sonunda bu hanım eşinden maddi durumu yüzünden ayrılıp gider, çalışmaya başlar ve kendi kazandığı maaşla, evliyken yaşadığı standartların aynısı ya da daha altında hayatına devam eder. Peki neden bunu evliyken yaparak, hem eşine destek olup hem de iki maaşla daha rahat bir hayat sürmez. İşte bu da bana göre aslında özgürlük isteyip, bencilleşmesine rağmen, eşi suçlayıp yetinememe sahtekarlığıdır.
    Sonunda da gel zaman git zaman insanların bu kadınlar yüzünden kadınlara güveni kalmaz ve Özlem Yıldız'a yapıldığı gibi, evlenirken, parası için evleniyor gözüyle bakarlar.
    Umarım insanlar; mutlu bir ailenin, lüks bir sitede ya da semtte yaşamaktan çok daha önemli olduğunu yeniden kavrar, yeniden buna önem vermeye başlarlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder