23 Ekim 2012 Salı

2 YAŞ SENDROMU GEÇİREN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI?

    "Çocuğum çok yaramaz" diye mi düşünüyorsunuz? "2 yaş sendromu geçiren çocuğuma nasıl davranmalıyım" diyorsanız; ilk ve en önemli şey çok, çok, çok sabırlı olmaktır. Bu dönemin geçeceğini ve onun şuan sizden çok daha büyük bir bunalımın içinde olduğunu unutmayın. Bebeğinize yardımcı olmaya çalışın.
    Çocuğunuz 1.5-3 yaş arasında farkındalıkları arttıkça kendi başlarına bir birey olduklarını idrak etmeye ve bu yüzden de özgürlüklerini elde etmeye çalışırlar. Ancak bunu yapacak fiziksel becerileri henüz gelişmemiştir.
Bu durum onların kendilerini yetersiz hissetmesine neden olur. Ayrıca duygusal olarak tam bir karmaşa içindedirler ve bunu da dile getiremedikleri için sinirlenir ağlama nöbetine tutulur ya da aşırı ısrarcı davranırlar. Örneğin bir şeyi yaparken sizin onun yanında olmanızı ister ama ona müdahale etmenize ya da karışmanıza çok sinirlenirler. Bu dönemde hayat onlar için oldukça zordur. Kendilerinin bir birey olduklarını idrak eder fakat sizin de birey olduğunuzu kurallarınız ya da ihtiyaçlarınız olduğunu anlayamaz. Korku, endişe, hayal kırıklığı, ilgi eksikliği onun ağlama nöbetlerini artıracaktır.
    Şimdi gelelim önemli konuya. Bu durumla baş etmek istiyorsanız öncelikle şuna kesinlikle inanmalısınız ki bu davranışların hiçbiri şımarıklık değil. Buna inandığınız anda çocuğunuza karşı çok daha sabırlı olacaksınız.
    Bu öfke nöbetlerini azaltmak ya da dindirmek için neler yapabiliriz?

  1. Düzenli uyku saatleri ve rahat, kaliteli uykular çocuğunuzun çok daha sakin ve mutlu olmasını sağlayacaktır.
  2. Her gün dışarı çıkmak hem onun yeni şeyler öğrenmesini, temiz hava almasını sağlayacak hem de enerjisini boşaltmasına yardımcı olacaktır.Çocuğunuz eğer fazla enerjikse onu daha çok dışarı çıkarın
  3. Ne olursa olsun onu hep çok seveceğinize çocuğunuzu inandırın. Çünkü siz onu azarladığınızda yada kızdığınızda kendisini sevmeyeceğinizden çok korkarlar, azarlanınca ağlamaları da bu yüzdendir.
  4. Çocuğunuzun yorulduğunu hissettiğinizde onu ya uyutun yada sakin bir oyun oynayın. Dinlendiğinde daha huzurlu olacaktır.
  5. Eğer şartlarınız uygunsa bir kursa (dans, jimnastik, yüzme...) götürün, değilse evde dans edin, kovalamaca oynayın, kısacası enerjisini sarfedebileceği aktiviteler bulun.
  6. Öfke nöbetleri sıksa haftada bir yağlı balık ya da çocuklar için omega 3 takviyesi verin. 
  7. Düştüğünde, sinirlendiğinde, bunaldığında olabildiğince çabuk müdahale ederek sakinleştirin.
  8. Eğer bunaldığını yada sıkıldığını fark ederseniz dikkatini başka yöne çekmeye çalışın. Yeni oyunlar, oyuncaklar bulun, güldürün.
  9. Eğer bir şeylerden korkuyorsa korkusunu yenmesine destek olun, uğraşın.
  10. Yapamadığı şeylerde ona destek olun fırsat verin. Örneğin; kaydıraktan korkuyorsa birlikte yaparak korkusunu yenmesini sağlayın. Ayakkabısını yada giysilerini kendisi giymek istiyorsa ona fırsat ve vakit verin, tarif ederek destek olun (gideceğiniz yere yetişebilmek için ona daha erken haber verip hazırlanmasını söyleyin).
  11. Onun bir birey olduğunu bildiğinizi ona gösterin. Örneğin; o gün giyeceklerinden 2 seçenek hazırlayıp "hangisini giymek istersin?" diye sorun, yemekte de aynı yöntemi uygulayabilirsiniz. Bu onu bir birey olarak gördüğünüzü göstermenizi ve onların karar verme mekanizmalarının gelişmesini sağlar.
  12. Çocuğunuzun davranmasını istediğiniz şekilde davranın çünkü örnek aldığı tek şey aile bireyleridir, sizi taklit eder. Ona bağırmanız onun da bağırmasına neden olacaktır. Eğer onunla kibar bir şekilde konuşur isteklerinizi kibarca dile getirir ve onu buna teşvik ederseniz o da böyle davranmaya başlayacaktır.
  13. Eğer o oyun oynarken bir yere gideceksiniz daha öncesinden uyarın. Örneğin; evden çıkarken ya da parkta oynarken 5 dk sonra eve dönüyoruz 2 dakika kaldı gibi hatırlatmalar yapın ki kendisini hazırlasın.
  14. Makul ve mantıklı isteklerini yerine getirin. Telefonla konuşsanız bile bir yandan onunla ilgilendiğinizi gösterin.
  15. Mümkün olduğunca az kural koyun ancak koyduğunuz kurallarda da ısrarcı olun ve kurallara ailece uyun.
  16. Bir süre sonra çocuğunuzun yaramazlıklarına tahammülsüz hale gelip onu ufak yaramazlıklarda da azarlayabilirsiniz. Bundan kaçının, kontrolünüzü ve soğukkanlılığınızı kaybetmeyin, mümkün olduğunca azarlamayın, yaramazlıklarını çok ciddi olmadıkça görmemeye çalışın. Eğer her vukuatında onu azarlarsanız, böyle daha çok ilgi çektiğini düşünüp daha çok yaramazlık yapacaktır. Sabır, sabır, sabır... 
  17. Yaramazlığına tepki vermeniz gerekiyorsa azarlayarak ve suçlayarak değil hareketinin yanlış olduğunu açıklayarak konuşun. onun göz hizasına oturun ve alçak ama kararlı bir ses tonuyla konuşun. Örneğin almaması gereken bir şeyi aldıysa "ne yaptın sen!" diye azarlamak yerine onun tehlikeli olduğunu ya da onun oyuncağı olmadığını açıklayın.
  18. İyi davranışlarını mutlaka takdir edin, övün.
  19. Çocuğunuza bağırmayın: Bu onu daha çok stres altına sokacak ve öfke nöbetlerini tetikleyecektir.
  20. Öfke nöbetlerini tetikleyen şeylerden kaçının. Kalabalıkta daha çok öfke nöbeti geçiriyorsa çok kalabalığa sokmayın, sokarsanız da onu oyalayacak birşeyler bulun.

     Bu dönemde yardıma ihtiyacınız olduğunu, baş edemediğinizi, zorlandığınızı düşünebilirsiniz ki öyle de... Ama çocuğunuzun tüm bunlara çok daha fazla ihtiyacı var. Doğduğunda nasıl bakımınıza muhtaçsa, gecelerce uyumadıysanız ve şimdi o zamanların ne de çabuk geçtiğine şaşırıyorsanız; bu dönemde de aynı şey geçerli... Şimdi de sizin şefkatinize, ilginize, sevginize anlayışınıza ihtiyacı var ve bu zamanlarında nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder